31 Temmuz 2010 Cumartesi

BANA BİR KOCA LAZIM



Yine heyecan arıyorsun kendine kadın.
Küllerinden yeni dogdun.Pembe tenin , sonra beyaz olacaksın elbette..
Ellerin minicik.Dikkat et kırmasınlar seni yine.
Yasak aşklarda sıkılmadınmı kadın.
Olmayacagını bile bile yorulmadınmı ?



-anlat bakalım lısede benden hoslanıyodun
-ınsan bı fark ettırırdı kendını dımı

'    Tɑnrının uslu kızığğ :

*yeliz vardı yapamazdım :)
*benim tarzım değil..yani iyi giden bi ilişkiyi neden sekteye ugratayım :)
*Bide ozamanlar daha cesaretsizdim sanırım
*aman ne bileyim işte , yada baska birşeydi..


Ben tanrının uslu kızıyım ..Tek amacım uslu bir kız olup şirinleri görmek ..





Evet yorulmadım olmaması gerekn şeyleri yaşamaya çalışmaktan..
İnsanın içinde hep bi umut kırıntısı olur ya işte..
Olmassa neden yaşayayım ayrıca..
Heyecanı seviyorum.



-Kac sene oldu okadar bekledınmı yanı ?
'    Tɑnrının uslu kızığğ  :
*Hayır..uzun zaman oldu ama bekledim mi tam emin değilim o konuda.
*Evliliğin vardı yine araya girmedim takoz gibi.
*E bittiğini ögrenince sıra bana geldi
*öyle deilmi :)

-Aynen haklısın yanlıs evlılıktı keske gırseydın araya
'    Tɑnrının uslu kızığğ  :
*neden yanlış olsun
*sen lisede asık oldun sonra evlendin bu güzel bişey değilmi ?



Kitaba hoca lazım.
Ateşe baca lazım
Bana bi koca lazım
O da bu gece lazım




30 Temmuz 2010 Cuma

Kırmızı Halı ve Yanan Dudaklar



Gri salondan girdim
Nefes nefeseyim..
Baktıgım her yer öyle güzelki
Renkler , ahenk , herşey..
Görünen griler ve kırmızı.O can alıcı renk.
Herşey siyah-beyazken dudaklarım kan kırmızı..
Ve o upuzun kırmızı halı..
Masam orda , az sonra oturup bir tütsü yakacagım
Tütsü mutlaka sandal agacı olmalı.Cantamdan cıkarıyorum.Akşamdan hazırlamıştım
Sadece ben varım.bir kagıt ve mürekkep.
Yaz diyor zaman bana !
Yanarak yaz !
Yazdıkca yanıyor ellerim , bedenim ..


Do - re - mi
Fa - sol

Ve tekrar...

Do - re - mi
Fa- sol



Kendinden geçmiş ellerime hükmedemiyorum şimdi.
Bütün damarlarımda ayrı harfler dolaşıyor.
Birleşince sen cıkıyorsun her kelimeme


Yoruldum..Koşarak geldiğimden daha fazla yoruldum hemde.
Tekrar aynaya ve kırmızı halıya bakıyorum.
Tütsüm bitmiş..
Müzik yok..
Sen bunları yine göremiyorsun !
Uyumalıyım şimdi.Ninni de söylerim kendime.
Üstümü ört.
Ve git..

28 Temmuz 2010 Çarşamba

Hı ?



Her elma şekeri  yediğimde dilimin kıpkırmızı olmasını seyrediyorum büyük bi hazla..Sonra sen geliyorsun aklıma.Acaba senin dilin ne renk oluyordu benim ömrümü yedikten sonra?

26 Temmuz 2010 Pazartesi

YEŞİL GÜNLÜK


Sana yedi yıl öncesinden yazıyorum sevgili günlük.
Seni alalı henüz bir gün bile olmadı.
Senin rengin yeşil.
Ve ben sana siyah bir kalemle yazıyorum.
Gözünde canlandırabiliyorsun değil mi ?
Seni alırken cok heyecanlandım.Kalemimle seni eğlendirmek çok güzel bir fikir gibi geldi gözüme.
Şuan balkondayım , annem sevincimi görebiliyor.Babam daha ilgisiz.
Zaten ne hissettiğimi anlamak zorunda değiller.
Biri var işte ilk defa kalp ritmim hızlanıyor.İlk sen bil istedim.
Biz arkadasız artık değil mi ?
Biliyorum ben istediğim sürece benle olacagını.
Şimdi dışarı cıkmam gerekiyor ama sende yanımda geleceksin.
Biraz da orda anlatmak istiyorum sana içimin akışını
Nasıl kelepçelendiğimi..Ve nasıl iki gözün bana iki demir parmaklık oldugunu..
Değişiyorum günlük.
Ve sanırım büyüyorum.
Bedenimi yeniden keşfediyorum , çok eğleniyorum ..


Babam yine yurtdışına gidecekmiş bir ay sonra.
Bize fikrimizi soran olmadı tabi..
Kendime göre büyüdüm ama onların gözünde asla büyük olamayacagım için ciddiye de alınmayacagım hiç.
Gitme desem gidermisin yine de ?
Ağlasam , ellerini sımsıkı tutsam , bırakmasam yine de gidermisin ki ?



A y r ı l ı ğ ı n İ l k G ü n ü -

Kendimi bir ayakkabının içinde eziliyor olmanın baskısı altında hissediyorum.Eziliyorum günlük.
Bu anı daha önce yine yaşamıştım.Çok ilginç gelmiyor şimdi.Sadece baskı.O müthiş koku.O kokuyu sevmiyorum.Babasızlık böyle mi kokuyor ? Ve ben uyurken neden daha cok korkuyorum o yokken ?Daha çok büyüyüp daha cok güçlenmek istiyorum.



İ k i n c i H a f t a s ı -


Okula gitmek istemiyorum ki.Kim beni zorlayabilir.Çok değiştim günlük.Hiçbişeyden zevk alamıyorum , gülemiyorum , eglenemiyorum..Tatsız bir yemek nasıl zevk vermez ya insana.Nefes almak da öyle benim için.Öğretmenlerimi de arkadaslarımı da sevmiyorum.Yarın okula gitmeyecegim evet.Karar verdim.Annem babamı arayıp şikayet etse ile gitmeyecegim.Babam üzülse bile hatta.Üzülsün..Bende üzüldüm ama geçti.



Ü ç ü n c ü A y -


Canım sıkılıyor.Kimsenin bilmediği , senle benim aramda sır olacak birşey denemek istiyorum.Daha ne olduguna karar vermedim.İlk öpücük olabilir mesela.Bunu denemek istiyorum evet.Ve bunu ilk ögrenmenin keyfini sana yasatacagım . Söz !!


E r t e s i G ü n -


Evet bugün ilk öpücüğümü aldım.Utandım terkettim orayı hemen . Salak kafam ..O da bana döndü dediki ..Hiç ayrılmayacagım burdan, ne zaman istersen burda olacağım.Herşeyi berbat ettim farkındayım.


A l t ı n c ı A y -
Uzun zaman oldu yazmayalı özür dilerim günlük.Ama herşey harikulade gidiyor.Büyülenmiş gibiyim..Çok mutluyum.Ona geri döndüm.Şimdi sevgiliyiz.İlk sevgilim..Babamla da arada konuşuyoruz tabi , umrumda değil ama ..




B i r S e n e S o n r a -


Seni cok seviyrum günlük ama bunu yapmam lazım.Bu anılarla yasayamam.Seni en cok sevdiğim arkadasıma veriyorum.Beni hiç affetmeyeceksin biliyorum ..


H O Ş Ç A K A L ...

Ben Benle Konuşursa ?

Kulakiçi kulaklık sayesinde artık sizi rahatca duyamayacagımı belirtmek isterim bayım.Kulağım her defasında sikiliyor

-E zaten duysanda herhangi bir reaksiyon alamadıgım sorularıma verecegin tepki değişmemiş olacak ha ne dersin ?

İngiliz ingiliz konuşma benimle.

-Aslında ben

Aslında sen koca bir aptalsın evet.

-Hayır aslında ben senin azından çıkan bi kelimeyi bile duymak için cok şey yapıyorum.Ama bazı anlar oluyorki herşeye tepkisiz kalıyorsun.Düşünsene ! Benim için hoş bir durum olmasa gerek.Yani sana ..

Bana yapılsa ne yaparsın gibi sacma empati oyunlarına girmeyeceksin değilmi yine?

-Tam anlamıyla bu konunun içindeydim.Ama konuşmama izin vermiyorsun.Bir denesen ha?

Bir denesem mi ? Lütfen ingiliz olmayınız bayım.

- Sizinle birebir sorunum olmamasına karsın

Yo hayır benim sizinle olmak üzere herkesle birebir sorunum olabilir.Benim için bir problem teşkil etmiyor

-Hayır dinlemeyi ögrenmelisin bence ! Sizinle birebir sorunum olmamasına karsın herkese aynı davrandıgınız vurdumduymaz tavrınızdan dolayı herkes size bir adım ötede yaklaşıyor öyle değilmi?

Kimin umrunda ?

24 Temmuz 2010 Cumartesi

Güçsüzlüğü Kabullenmek


Dışarı cıkmamak için huysuzlanmak
Ağlamak hatta
Şimdi ne kadar garip geliyor bana.

Odamı seçeli yaklaşık 2 sene oluyor.Ve ben bunun bana getirdikleriyle mutlulugumu yasıyorum
Sessizlik , cevap bekleyen gözler , sürekli birşeyler bekleyen bakışlardan çok uzak.

Peki neden ?

Cevabım klasik hayatı cabuk tükettim saçmalıgı gibi birşekilde olmayacak emin olun.
Ben olsam bu yazının sonunu basından önce okurdum.Ama suan sonunda ne olacagını bilmiyorum.Ne eglenceli değil mi ? Neyse ne ya..Konumuz suan bu değil.

Evet konumuz yalnızlıgı secmem.Zaten küçükken de herkesle konuşan biri değildim.Bakışlardan ziyadesiyle rahatsızlık duydugumu anımsıyorum.Saclarım sürekli uzun olmalıydı,uzun olursa yüzüm daha az görünürdü o zamanki aklımla.Toplatmazdım sacımı , hep dagınık ve acıktı..Ve bununla ilgili okuldan eve defalarca şikayetler gelmiştir.Bikeresinde montumun şapkasını takarak o kolidorda yürümek zorunda kalmıştım sacımın acık oldugunu kimse görmesin diye.Fakat bu şekilde daha cok dikkat cekecegimi düşünecek kadar uyanık değildim demekki..Sonra bir gün annemin zorla sacımı toplayıp beni kolumdan cekiştirerek sinirli sinirli okulun bahcesine kadar getirdiğini hatırlıyorum.Ve ağladıgımı.O gitiğinde hemen sacımı geri acmıştım.Olacak şey değildi..Yüzümün görünmesini istemiyordum.Sonra babamın zaman zaman beni okuluna götürüp derslere soktugunu hatırlıyorum yada tiyatro çalışmalarına.Orda öğrenciler adımı sorduklarında yüzlerine boş bir ifadeyle bakmanın keyfini şuan bile yaşıyorum düşünün.Ama onlar 'Adsız' diye kendilerince egleniyorlardı..Benden büyük olmalarına ragmen alaycı bir tavrım vardı küçük yasta.Hala da öyle oldugunu söylerler , neyse..Öğretmenim bana asla birşey okutmasın sesim duyulmasın isterdim.Herkesin beni dinliyor olmasının düşüncesi beni fevkalade baskı içine sokuyordu.Ve bunun gibi birçok olay daha..Ablam bana göre daha aklı basında , daha özgüven sahibiydi ama ben sıradanlıgı tercih ettiğimde aslında sıradan insanların gün gectikce daha cok dikkat cekecegini düşünmüştüm.Birçoğu hakkımda aptal dedi , çok duydum..Bunu söylerken kendimi övüyor olmam aklınıza gelmesin rica ediyorum.Ama hep şu çelişki içinde kaldım ben.Cok zeki olmakla aptal olmak arasında bir fark yoktur büyük ihtimalle , cünkü normal zekaya sahip insan ikisini de anlamayacaktır.Ve onların gözünde nasıl göründüğüm bu yüzden hiç önemli olmadı.

Derken büyüdük biraz daha..Ve ben artık sorulan sorulara ; insanlar onların gözlerine boş boş baktıgımı düşünürken, ben cevap veriyordum aslında.Şunu söylemeliyim ama ; anlayan cıkmadı o dönemlerde.Dudak , dil , çene ve ses telleri teşkilatını kullanmadan birşeyler anlaşılsın istedim hep ama belki de bu benim saplantımdı ...Ergen olduktan sonra mevcut durumdan cok mu etkilendim bilmiyorum fakat artık bu istegimden rahatsızlık duydum.Konuşabilmeliyim dedim.Şarkıda söylerim hatta..Şiir de okurum.Denedim hatta.Ama kendimi herkes gibi gördükten sonra vazgectim.''Ben herkes miyim?'' sorusuna karsı ayrı bir antipatim var zaten.Bana göre benden baskası ötekidir , herkestir , cok da önemli değildir.Neyse konumuzu saptırmadan devam edelim..Bana göre yine huzur arayan bir kız olmalıydım.Öyle de oldu.


Lise yıllarında burada uzun uzun anlatamayacagım ama son derece etkilendiğim olaylar oldu.Herkesin olmuştur da , konuşup kimseyi ciddiye almadıgım halde benim basıma geliyor olması canımı fazlasıyla yaktı.Lise bittikten sonra uzun bir süre dışarı cıkmadım hiçbirşekilde.Artık insanlarla mecbur konuşmalarımıda kestim.Çünkü kendimi birşeye mecbur hissetmek zorunda değildim.İşte şuan bunun bikaç tepki üstü olan durumu yasıyorum.Hep söylediğim gibi ; kırk yıl boyunca bir insan benle konuşmasın , ne merak ederim ne de konuşurum ne de konuşmuyor diye üzülürüm..Yıllar hemen hemen bu şekilde devam edip gitti işte kimseyi bu yazımla sıkmak istemediğim için cok ayrıntıya giremiyorum.

Hayatım boyunca beni etkileyen, hayatımı değiştirmeme yönelik habersizce söylenen bir cümle olmuştur.Yine öyle bir ana denk geldi.Bir nedenle dışarı cıkmak zorunda kaldım hiç istemeyerek.Tabi beni yıllardır görmeyenler selam verdi, konuşmak istedi.Düşünün işte nasıl zevkli nasıl mutlu oldum (!)Sonra bir dükkana girdim ve istedigim şeyi anlatmaya basladım ama resmen ter boşalıyordu üstümden,yüzüme bakmadım ama bakmayı cok isterdim.Yanaklarımdan ateş cıkıyordu sanki.Konuştukca dudaklarımdan da..O an ejderha gibi hissettim kendimi.Uzun zaman olmuştu birine birşey anlatmaya calışmayalı.Zor bir sınavdı benim için.Ve yüzüm büyük ihtimalle gökkuşagının bütün renklerini aldı o 2 dakika içerisinde.Ve sonra bingooo !!! Merak edilen ve tarafımca beklenen soru !!

Nerelerdeydin uzun zamandır ?
- Odamda !!
Nasıl yani ? Ben baska şehirdesin sanıyordum.Taşındınız filan..
- Evet öyle de olabilirdi , haklısın ..Ben cevabımı verdim ama tasındıgımızı düşünmek seni daha cok mutlu ettiyse öyle düşünmeye devam edebilirsin elbette.Bu senin hakkın.
Yoo yanlış anlaşıldım..Öyle demek istemediğimi biliyorsun.Peki neden evden cıkmadın ? Sorun mu var ?
- Sorun yok ama olma ihtimali üzerine gardımı aldım diyelim.Yani insanlar kendi sorunları cözüm üretmekte ustalar hani , ama cevreden gelen etkilere daha cok reaksiyon gösterirler ? İşte tam da bu düşüncenin üzerine giderek bunu yapmaya karar verdim.
Korkak mısın yani bunu mu söylemeye calışıyorsun ?
-Elbette istedigini düşünmekte özgürsün.
Bir ara içelim senle ya.Anlatacakların cok gibi.
- ( Lanet olsun hayır demem gerektiğini bile bile ) Tamam (dedim).
Yarın akşam o halde ne dersin ?
- Ben çözülmem çözerim ama ..Hani sonradan pişman olmayasın. (Peeeh)
Yo hayır elbette bende birşeyler anlatabilirim..

Ertesi gün içtik.Ve hayatımın en anlamlı gününü yasadım diyebilirim.Bütün takıntılarımı , güçsüz oldugum yanlarımı , saplantılarımı döküldüm.Sohbet ettim şarkı söyledim.Hatta suan bu yazımı okuyacak ve bunu basarabildiği için gülümseyecek biliyorum.O günden sonra da görüştük bir kaç kez.Geçen gün konuştugumuzda bu halimden mutlu olmadıgımı ve bunun suclusunun kendisi oldugunu söylediğimde çok şaşırdı.Evet dışarı cıkabilme , konuşabilme , iletişim kurabilme çabalarının iyi sonuçlanmasının nedeni o fakat yaptıgım yalnışlar benim sorunum ..Sonra da kendime kızdım.Sonra saçmaladıgımı düşünerek özür diledim..İyice sıçtım yani.Berbat ettim herşeyi.Ve o an ortalama 7 aylık bir masal boktan bir sonla bitti , büyü bozuldu sayemde.Hiçbirşey o anki gibi olamazdı birdaha.Ve ben de kendimi asla kuş kadar özgür hissedemeyecektim artık.Hayatımda bir cümlenin eylemlerime yön verdiğini söylerken , benim söylediğim sözler de dahildi buna.

Eskiye dönme fikri o gün gözüme güzel göründü.Sonra kabuguma cekildim tekrar...
Telefonumu kırdım hatta iki hafta önce.Ve hattımı.Her içe dönüş yaşarken bunu daha da abarttıgımı söylemiştim.Şimdi etrafımdaki herkes resmen baskı uyguluyor bana.Önemli cümleler cıkarmaya calışıyorlar dillerden.Ama ısmarlama olmuyor.Söylenilen şeyler söyeleyenlere on gömlek büyük gelmesin isterim ben , yada sıkıştırsın...



Gelelim şu ana..

Şuan yaz aylarında herkes dışarda..
aaa ama ben evdeyim . Şaşırdın değilmi ?

İnanın böyle yaşamak düşünülen kadar zor değil.
Kendini buraya ait hissetmemek var birde.Gecici bir sorun değil.
Geçmeyecek yaraları kanatmak yerine onla yaşamayı ögrenmeli insan eger güçsüz ise.
Ve insan isek tabi.
İnsancıl duygularım var , iki elim , burnum dudaklarım iki gözüm var.Düşünebiliyorum da.Ama insan olmak baska birşey eminim.


21 Temmuz 2010 Çarşamba

Ruh İkizleri


Bazı şeyleri eksik yapalı sorunlarım tekrar bas gösterdi
Eskiye dönüyor herşey.
Ben bundan mutluluk duyuyorum..
X gibi olamamak kadar tatmin edici bir duygu yok çünkü.
Ama asıl sorunum eskiden olmayan ama sabaha karsı yasadıgım bir duygu
Su içmeye kalktım , hayatımda birşey eksik gibiydi.
Genelde bir sorumluluk üstlendiğimde uykum kaçar benim.
Ama buna benzemesine ragmen böyle birşey değildi.
Su içerken düşündüm , sonra yatagıma yattıgımda da devam ettim.
Yeni hisler , yeni ruhlar yaratır içimde.Bunu da cok seviyorum.
Ama tam adını koyamamak gıcık bir durum.
Bişey mi yapmalıydım ve unuttum?
-Hayır
Biyere mi gitmeliydim bugün ?
Kesin aklımdan cıktı yine , tamamen unuttum..
-Hayır..
Bişey eksik gibi canımı sıkıyor.
Fevkalade acı cekiyorum.
Ama nedensiz ızdıraplarıma da benzemiyor.
Düşünürken uyuyakalmışım.
Şimdi yapmak istedigim tek şey kanıma giren yeni hissimin adını koymak
Şimdi sen hoşgeldin bedenime.
Şimdi sen yeni ruhlar yarat bedenimde.

İşte şimdi anlıyorum dışardan yalnız gibi görünüp , aslında buna üzülmem gerekecegine ; sevinmeme ..
Ben mutluyum Ben'lerle..